İlk Yazım

Merhaba Dünya!

Blog yazıcılığı hayatımın birinci yazısı tam karşınızda duruyor!

Tarih göstergem 9/9/2016'da iken saat ise yaklaşık 13.30.



Bu blog sayfasını açmam konusunda beni yüreklendiren; Sinan Canan Hoca'nın, 2015 yılında basılmış kitabı "Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler"dir. Bilim severlerin mutlaka okuması gereken gerçekten harikulade bu kitap, gecenin bir saatinde okunduğunda uykularınızı kaçırma potansiyele sahip olmakla beraber Hoca'nın akıcı dili sayesinde elinizden bırakamayacaksınız.

Bu blog sayfamı öncelikle kendim için açtım. Araştırmalarımı bir düzen içinde, sistematik yapmam konusunda beni zorlasın, yoğun bir şekilde maruz kaldığım İngilizce eğitim yüzünden kaybettiğim anadilimi kullanma yeteneklerimi bana geri kazandırsın ve son olarak da araştırmalarımın ve fikirlerimin sadece bir kişi tarafından bile okunması ve faydalanılması durumunda bana doğru yolda olduğumu hissettirsin diye açtım. Umarım hem bana hem başka insanlara faydası olur.

Yazılarımı araştırmaktan keyif aldığım konular olan "Kuantum Fiziği", "Parçacık Fiziği", "Astrofizik", "Soyut Matematik", "Felsefe ve Tarihi", "Psikolojinin Temelleri" gibi temel konularda, mümkün olduğunca ve anladığım kadarıyla detaya inerek yazacağım. Bunlar dışında gündemdeki bilimsel haberler ve yıllar sonra dönüp baktığımda "Aa evet zamanında bunu da merak etmişim!" dedirtecek konulara da yer vermeye çalışacağım.

Araştırmalarım elbette bir üniversite öğrencisinin yapabileceği şekilde olacak. Yani bir radyo teleskopla keşfettiğim yeni bir gezegen, CERN'de çarpıştırdığım iki proton neticesinde arz-ı endam eden yeni çeşit bir kuark veyahut da bir kalem ve bir parça kâğıtla olmadık bir yerde aklıma gelen matematiksel bir sonuç elbette olmayacak. Hele hele yeni bir felsefi akım oluşturacağımı hiç sanmıyorum. Dolayısıyla bu araştırmalarım hâlihazırda literatürde bulunan veya varlığı kanıtlanmamış ama araştırması süren konularda kitap, internet aracığıyla bulduğum verilerin derlemesi olacak. Mümkün olduğunca akademik alıntılama kurallarına uyup, bir bilgi hırsızlığına sebebiyet vermemeye çalışacağım.

Velhasıl kelam, bu benim uzun  süredir ertelediğim, internet kullanıcılığında tüketim safhasından üretim safhasına geçmemim ilk adımıdır. Umarım bu atılım hem bana hem insanlara faydalı olur. Herhangi bir bilgi hatası, eksikliği, dil kullanımımda bir hata olması durumunda lütfen beni uyarınız.

Bu yazıyı bitirmeden önce -eğer merak eden varsa- "sekiz dakika"nın ne anlama geldiğini ve benim üzerimdeki etkilerinde bahsetmek isterim. Sekiz dakika mevzusu ben daha lisede mini mini bir bebe iken çok sevdiğim bir hocamın laf arasında "...Güneş'ten yayılan bir ışık ışını  Dünyamıza olan yolculuğunu 8 dakikada tamamlar. Bunun anlamı Güneşimize aniden bir şey olsa mesela bir anda kaybolsa biz dünyadakiler bunu ancak 8 dakika sonra öğrenebiliriz! ..." demişti ve o ana kadar daha önce hakkında hiç düşünmediğim evren hakkında bir soru havuzunda buldum kendimi. Bu sorular ancak araştırıp öğrenilerek eritilebilirdi ben de bu yola girdim. Bilmeden sebep olduğu bu yolculuk için hocama her fırsatta teşekkür etmiş olsam da şimdi de teşekkür ediyorum. Umarım sekiz dakika şoku herkesi merak etmeye, araştırmaya, dogma bilgiyi redde, okumaya ve anlamaya, yolda yürürken gökyüzüne dalıp gitmeye, oksijeni içine çekerken izlediği yolu hissetmeye çalışmaya, muazzam büyüklükteki bu evren içindeki acziyetini fark etmeye ama şuncacık beden içindeki akıl almaz düzene hayrete ve daha birçok eyleme iter. Sözü daha fazla uzatıp da insanları bıktırmadan birinci adımı tamamlayıp geçeyim ikinci adım için hazırlıklara.

Vira Bismillah!

Resmin kaynağı: www.dr.com.tr


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Makineler Düşünebilir mi?

Geçmişi İzlemek

Rastgelelik Mümkün mü?